elleri yıkadıktan sonra yanan sobaya su sıçratmak

entry31 galeri
    12.
  1. harlı sobanın su ile raksı, sesler ve hareler.

    antakya da soba biraz dekor. çocukluk resimlerinin vazgeçilmez figürü. iki tepe dağın arasından sarı güneş alışkanlığı. ille de mırlangoz bir kedi, en güzel köşesi. elimde kurumamış su zerreciklerinin ateş kesmiş yüzeyinde çıkardığı melodik cazlar, kedinin blues ezgisi. en fazlasından kuyruğunu şöyle savurur saksafonun sert la'sında.
    sobayı kucaklayamazsın sataşırsın iki damla. homurdanır sanki soba ateş dilinde. ateş dilini severim sobanın, küçük penceresinde gizli, açarsın mitolojik ejderha.
    çaydanlık ve demliği yerleştirirken sobaya, ellerin artık serinliği bu kez bateri tadında, tempolu cas cas. ışıkları yakmam, loş dostumdur, ıslak tenimin sobayla sevişmelerinde. ama en güzeli, çaydanlığın ağırdan kaynama serüveninde pan flüt nağmeleri. ellerim yorulmuştur, çaydanlığın aşkın ve arsız damlaları maestro. soba sırtına çörekli misafirden kızgın galiba, sacı kırmızı tablo karanlıkta, arada dil çıkarmalar muzip, çaydanlık dayanamaz fokurdar gibidir, lokomotif. burnundan solur yetmez, buharı suya havale sobada patırdarken, demliği zorlar gibi. bir hareket, devim. ellerim demliği havalandırır, buharlarını damlacık fırlatır sobaya, oyunun ilk perdesi sona ermekte sanki, çayı demlerim, çaydanlığa yeni su koyarken biraz mahsus gibi damlatırım suları, ama biraz çok. zıplayan zerreler ateş dansında, ateşin dili kaybolur sanki hayalet misali.
    0 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük