''senin memelerini açmıyorlar ya salak, sana ne?'' diye sorma hakkı olan kişilerdir.
herkesin ahlak ve vicdan algısı kendine göre değişir. tek tip beyin diye bir şey kabul edilemez. tıpkı bir elin parmakları gibidir.
muhafazakar ve özgürlükçü diye iki kutup varsa bu ikisinin birbirine karışmaması en güzelidir.
başka türlü ufak kavgalar çıkar, ufak kavgalar mahallelere, mahalle kavgaları şehirlere dökülür ve sonra iç savaşa dönüşür.
zaten belli düşünce tarzlarına sahip kimseler türkiye'de hep böyle birbirine vurdurulmuş, kırdırılmıştır.
alevisi sünnisine, sağcısı solcusuna, dindarı deistine/ateistine, tırısı vırısına hep böyle saldırtılmıştır.
ve egemen güçler galip gelmiştir.
tüm bunları gözardı ederek soyut bir ahlakın temsilcileri kuralları kendi koydukları bir ahlak çerçevesinde isteyene istediği etiketi koyup servis etmeye veyahutta bilerek ve isteyerek egemen güçlerin çatısı altında bu aşağılık siyaseti sürdürmeye devam etmiştir.
türkiye gibi mantıksal/kültürel gelişimi hiç ön planda tutmayan, yozlaşmaya fevkalade açık, yozlaşmamayı bedevi gibi gezmek zanneden, sansürcü ve bencil bir toplumdaysa bunların süregelmesi gayet normal.
evet, dekolteler gelişim demek değil. bence de değil. hiçbir zaman olmadı.
amma velakin eski arabistan eşrafından gibi gezmek veya sözünü sakınmak da hiçbir zaman ahlak olmadı.
çünkü ahlak düşüncelerde, eylemlerde, inançlarda ve samimiyettedir.