--spoiler--
bu olayın bir değişiği benim başıma geldi. yazlıkta bir arkadaşımla motora bindik. evden de uzaklaştık biraz. motorla gezdiğimizden de kimsenin haberi yok. neyse çıktık kasabanın en tepesine manzarayı seyrediyoruz. 3 arkadaşız iki de motor var. benim bindiğim motorun yanlışlıkla farlarını açık unutmuş süren arkadaş. biz başladık muhabbete. kolaydı biraydı laklaktı derken bi yarım saat geçmiş. evdekiler de yürüyüşe çıktım sanıyor. dedim çocuklar kalkın eve dönelim yavaştan. hava kararacak. bi arkadaş atladı motora yola indi. biz bindik, lan motor çalışmıyo. noldu ne bitti derken motorun sahibinden şu cümleyi duydum;
boku yedik, akü bitti.
ah işte o an, tam o an benim ölümü tattığım andır. kasabanın en tepesinden sahile inmek yürüyerek bir buçuk saat. hava kararıyor hafiften. ağzımı yüzümü kıracaklar. baktık motoru çalışan arkadaş daha gitmemiş, dedim dur allahının aşkına canım kardeşim nereye gidiyorsun? daha önce de sık sık bozulduğu için motorlar, çamaşır ipi taşıyor benim bu iki arkadaş yanında. motorları iple birbirin bağladık. kasabanın içinden bir geçişimiz var. trafik vızır vızır, iki tane motor iple bağlanmış. önde bir kız* ufuuuk ölüyorum yaa diye bağırıyor ama motorlar saatte 20yle gidiyor. eve kadar böyle geldik. o gün öğrendim ki istersen kendini unut, ama farları açık unutma genç..
--spoiler--