siyaset bazen tali meselelerde krizleşir.
akp hareketi elbette mütedeyyin kitlelere dayanmaktadır. unutulmaması gereken husus, üst yapısal değerlerin yığınları eski kalıplarıyla kanalize etmemesidir. bu yaşanan aydınlanmanın sonucudur. toplumları değişmez görmek hem ilmi değil, hemde siyaset dışıdır. türkiyeyi 80-100 yıl öncesinin insan manzaralarıyla izah edebilmek mümkün değildir. temelinde yatan, hadisenin sınıf niteliğinin kavranamamasıdır. 1700-1800 yıllarında ticaret burjuvası, yeni yeni olgunlaşmaya başlayan sanayi burjuvazisi, feodaliteye ve kilise egemenliği savaşında demokratik nitelik kazanması, hedefe demokratik nizamda ulaşılacağı gerçeğinin kavranmasıdır.
uzun yıllar korumacılıkta palazlanan türk burjuvazisinin, üretim sahasında güdükleşmesi, rantiyeleşmesi, onu geleneksel oligarişyle kopmaz bağlarla kenetlemiştir. yeni ekonomik güçlerin yeni bir siyasa ile sahneye çıktığı an karşılaştığı direnç, sadece dini motifler değil, belki hiç değil, sınıfsal çıkarlardır.
bu bağlamda yeni siyasi hareket, kendi içinde taşıdığı koalisyon bağlamı birlikler, zaman zaman kimi konular temelinde karşı karşıya gelmektedir ve gelebilir.
gelecek, yeni siyasi hareketin, yeni sınıfların ihtiyacı olan demokrasi koşullarını, hem gerilemiş, statükoya boğulmuş sermayenin bir kanadına karşı ve hemde varlığını hala koruyan bürokratik vesayete karşı geliştirebilmesinde yatmaktadır. sorun aynı zaman da yeni siyasi hareketin içinde mevzilenmiş sınıf güçlerinin mücadelesidir.