karakolda polisler tarafından dövülen kadın

entry77 galeri
    15.
  1. sokaklarda kadın cinayetlerine ve kadına yönelik şiddete karşı öfke dinmiyor. sosyalist demokrasi partisi (sdp) üyesi kadınlar, erkek ve devlet kaynaklı şiddete karşı kazan kaldırdı.

    beyoğlu tünel'de toplanarak taksim meydanı'na yürüyen sdp'li kadınlar, kadına yönelik şiddete karşı çıngıraklarla, borazanlarla, ıslıklarla ses çıkardı. yürüyüş boyunca sık sık "kadın cinayetleri politiktir", "jin jiyan azadi", "erkek vuruyor, devlet koruyor", "yaşasın kadın dayanışması", "erkek devlet şiddetine son" şeklinde sloganlar atan kadınlar, ellerinde "kadına yönelik erkek ve devlet şiddetine karşı kazan kaldırıyoruz" yazılı dövizler taşıdı.

    taksim meydanı'nda açıklama öncesi cadı kıyafeti giyen kadınlar, "biz kadınlar yıllar boyunca 'cadı' olarak tanımlandık. şimdi cadılar olarak kadına yönelik her türlü şiddete, savaşa, anadil hakkımızın engellenmesine, yok sayılmaya karşı bir iksir hazırlıyoruz" diyerek, örgütlenme, mücadele, başkaldırı, kadın dayanışması, iteatsizlik, susmama gibi kavramları simgeleyen sembolleri kazanın içine attılar. elde etkileri karışımı tüplerin içine doldurarak kadınlara dağıttılar.

    'erkek egemen si̇stem kendi̇ne benzemeyeni̇ yok edi̇yor'
    sdp'li kadınlar adına açıklama yapan aylin mert, toplumun tüm kesimlerinde kadınlara yönelik şiddette inkar edilemez bir artış olduğuna dikkat çekti. "tecavüzün ve kadın cinayetlerinin, erkeklik egemene sistemin yarattığı bir cezalandırma mekanizması olduğu, erkeklik ile tecavüzün, erkeklik ile ölme ve öldürmenin iç içe geçtiği görmezden geliniyor" diyen mert, erkekler tarafından sistematik olarak uygulanan tecavüzün, testestorana bağlı sapıklık olarak gösterilerek gizlenmeye çalışıldığını ifade etti.

    kadınların yüz yüze kaldığı şiddetin sebeplerinden birinin de siyasal alanın devlet zoruyla felç edilmesi olduğunu söyleyen mert, siyasal şiddet ortamında da en çok etkilenenlerin kadınlar olduğunu belirtti.

    erkek egemen sistemin kendisine benzetemediği her şeyi yok etmeye çalıştığını ifade eden mert, tahrik indiriminin insanlık adına verilen hiçbir hukuki karara yakışmadığını söyledi.

    'kadiniz, i̇nsaniz reddedi̇yoruz'
    ekonomik krizlerin ve yoksulluğun yükününde kadınların sırtına yüklendiğine işaret eden mert, yargıtayın n.ç. davasında verdiği karara ilişkin tepkilerini de şu sözlerle ifade etti: "bizden 13 yaşındaki kız çocuğunun 'tecavüze rızası olduğunu', kocası tarafından öldürülen kadının 'soğuk davranak' haksız tahrik ettiğini kabullenmemiz, hem kürt hem de kadın olarak politika yapan kürt kadınların kemiklerinin kırılmasını sineye çekmemizi bekliyorlar. savaşı üreten destekleyen mekanizmaları desteklememizi, çocuklarımızı savaşa göndermemizi, savaşta ölen yakınlarımızın ardından onların militarist düzenlerini onurlandırmamızı bekliyorlar. 'niteliksiz'gösterilen emeğimizi bedava hizmetlerine sunmamızı veya ucuza satmamızı, karın tokluğuna çalışıp şükretmemizi istiyorlar.

    ne olmak istediğimize ve ne olduğumuza hep birileri karar verdi. oysa biz dünyanın yarısıyız, insanız, kadınız. erkek egemen sistemin dayattığı bu rolleri reddediyoruz."

    alıntıdır. eylemi eyleyen kadınların gözlerinden öperim.
    0 ...