gözlerini indirdi öküz, nasır tutmuş sol arka bacağına baktı. ''kendini, sana ait olanı sevmeyi öğrenmelisin mutlu olmak istiyorsan eğer'', dediğini anımsadı ahırın bilgesi kara sığırın. sonra nasırlarına minnetle bakmayı denedi, neden sonra irkilerek kendine geldi, ha siktir sığıroğlu sığır diye mırıldandı.
bu bilge sığır, inekler hakkında da bolca öğütlerde bulunur, '' dişilerin yanına mı gidiyorsun, kırbacını yanına almalısın '' derdi, inekler hakkında ağdalı sözler mırıldanırdı sürekli.
bilgeler en büyük sahtekarlar olmalıydı, evet. önce kendini, sonra herkesi kandırmaya çalışan profesyonel sahtekarlar olmalıydı, alayının canı cehennemeydi. ömrünün yarısını ahırda pinekleyerek geçirmiş bir sığır, inekler hakkında ne bilebilirdi ki? böyle düşündü öküz.
''tanrı beni bilge olmaktan korusun'' diye söylendi sonra.
samanın en gevrek kısmını keyifle çiğnemeye başladı.
öküzdü nihayetinde, bazı şeylerin farkında olan sıradan bir öküz.