özal gibi hemen her başbakanı "doktrin yaratıcısı" gibi görme rahatsızlığının sonucu uydurulmuş sözdür. erdoğan dini kullanarak iktidara gelebilmiş, aslında tek ilkesi "tek adam olmak" olan ve bunun için her yolu mübah sayan bir siyasetçiden öteye geçebilecek düşünsel ve kültürel birikimi olmayan ve bir doktrin yaratmaktan milyarlarca km. uzakta olan sıradan bir politikacıdır. hele ki, kemalizmin antidotu olabilmesine ve karşılaştırılabilmelerine imkan yoktur. doktrin yaratması sözkonusu değil ise de, toplumdaki ayrılıkları kaşıyarak son derece basit, hırslı, kindar ve saldırgan politikayı düstur edinmesi, ancak, sınırlı bir demokrasiye bile, sadece abd'nin "ılımlı islam" politikasının türkiye'nin arap ülkelerine "model ülke" olarak pazarlanması gereği nedeniyle el mecbur tahammül etmeye çalışması yönünden, türkiye'ye özgü bu garip ve geçici politikaya "erdoğanizm" adının verilmesi düşünülebilir.