"Japon kadınları üniversitede profesör bile olsa ,
sabahleyin erkenden kalkıyor, kocasının kahvaltısını hazırlıyor, ayakkabılarını boyuyor. ilk günden, evliliğinin son anına kadar saygıda, incelik ve zerafette kusur etmiyor. Sabahleyin evinden eşinin sevgi ve saygısıyla ayrılan bir erkek de , bütün imkanları ile işyerinde görevini en güzel yapmaya çalışıyor ve dolayısıyla Japonya kalkınıyor, dev hamleler yapıyor.
EDEB iki heceli bir kelime , ama kökeninde sonsuz incelikte sırlar gizliyor. Aile yuvasında huzur, mutluluk , işyerinde disiplin ve saygı ortaya başdöndürücü gelişmeler ortaya çıkarıyor.
ole bısey ıste..."
epeydir böyle yarılmamıştım.
Japonya'nın kalkınmasının sebebi meğerse, kadının erkenden kalkıp kocasına kahvaltı hazırlamasıymış.*