günümüzde hangi yayınevinin kapısını çalarsa çalsın, o hikayeleri yayınlatamazdı. bizzat şekillendirdiği edebiyat, onu reddederdi. çünkü şeklin daha fazla önem kazandığı ve yalınlık ihtiyacının giderek arttığı, filvaki pek bulunamadığı günümüz edebiyatında, oldukça şekilsiz ve birbirinin ardısıra bir düzeni tutturamayan yazılarıyla görmezden gelinirdi. ha nasıl şekillendirdi o zaman? çünkü anlatım tekniğini cilaladılar onu takip edenler. o değerli taşı çıkardı, diğerleri süsledi. nitekim, hammaddenin pazarda pek değeri yoktur.
franz, okurun değil, onu takip eden yazarların yücelttiği biridir. o nedenle zamanından sonra değeri anlaşılmıştır. okurun yücelttiği yazarın yükseldiği omuzlar, kırılgan ve her an başkasını yüceltmek için kaçmaya hazırdır.
zamanında da bazı şeyler başına gelmiştir, arkadaşlarının kitapları basılırken, kendisi gölgede kalmıştır. bazı eserlerini yakması problem değil, ancak yaktığını söylemesi, ikiyüzlülüğüne bir örnektir.
ve iyi yazarlık esasında ikiyüzlü olmaktan geçer.
çok katmanlı öyküleri saçma sapan bir dil kullanarak dahi yazması, dehasının anahtar noktasıdır. gregor samsa olmak mesele değildir.
mesele gregor samsa'nın üstüne elma atmaktır.
bu kimyadan terk hukukçu arkadaş, imge ve metafor olayını ağaçtan sarkıtıp... neyse...