ismini her duyduğumda aklıma garip dedelerimi getiren sızı. niye mi anlatayım;
anneannemin babası 12 yıl askerlik yapmış. bir savaştan çıkmış köyüne geri dönmüş iki üç gün kalmış sonra davullarla ilana çıkılmış eli silah tutan herkes nizamiyeye adını yazdıracak. rüştü dede de bunu her duyduğunda eve gidip ana bana yolluk hazırlayıve deyince adile anneanne de eyvah yine mi harbe gidiyon garip erim benim diye dövünürmüş. inönü savaşları, sakarya muharebeleri derken 12 sene geçmiş komutan tamam savaşlar bitti gayrı yarın terhis oluyonuz dediği akşam karşı yüksek tepedeki mezarlığa bakıp şöyle haykırmış, şehit olamadım ne mutlu size şehit oldunuz ne işe yarıcam ben eve gidip karı gibi oturucam. hakkınızı helal edin şefaatinizden mahrum etmeyin bizi diye ağlayarak nidada bulunmuş.
muzaffer dedem ise 4 yıl askerlik yapmış 1943-47 arası. hadi biraz da onun anılarına kulak verelim;
alman harbi vardı ben istanbulda inzibat idim tayın çok az çıkardı doyamazdım. bir keresinde sokakta asayiş için gezerken bir duvarın arasında küflenmiş bir ekmek buldum kaya gibi sertleşmiş üstünde karıncalar yuva yapmış karıncaları temizledim suyla yudum yumuşasın diye yanımda biri bitti hemen. asker ağa nolur bana da birazcık verive dedi bıçakla kestim yarısını ona vedim. sona bitti askerlik döndüm köye bizimkinin yatağında bi çocuk yatır kimin bu dedim teyzeniz nerimanmış 3 yaşını geçkindi gördüğümde. ben gittikten sonra doğmuş meğer habarım bile yoktu.
evet bu insanların nesliyiz ve götümüzün rahatlığı için retçilik oynuyoruz. şimdi dedelerim vicdansız mıydı bunları yaşayıp reddetmediği için..?