şu günümüzde, şu tarihimizle söz konusu "olmaması gereken" konudur.
bir ülke var tarihi kanlı savaşlarla, dış güçlerin provokasyonları ile bölücükle ve her daim toprak kaybı tehlikesi ile geçmiş. hala da geçiyor olan.
teröristlerin otobüs dolusu insanı taraması, hamile öldürmesi, mühendis kaçırması.
hergün onlarca askeri şehit edilmesi.
biz, refah düzeyi en yüksek, iç güvenliği tertemiz bir ülkede yaşamıyoruz. yeni zellanda değil burası. haliyle böyle bir ortamda askerlik görevine, en azından (o günleri görmeyelim) olası bir savaş durumunda silah tutmasını öğrenmeye rest çekmek, aslında bu ülkenin topraklarına, birliğine, güvenliğine ve refahına rest çekmektir.
-ama birçok ülkede bu vaaarrrreeeeğğğğğ
-o ülkelerin hangisi bir çanakkale savaşı görmüş?
-hangisi ya da şuan terör laneti ile uğraşıyor?
-hangisi bu denli dış güç kıskacına alınmış?
-hangisinde bu kadar hain var? vatan haini, ordu haini, millet haini?
öncelikler önemlidir. özgürlükler, ülkenin geleceği için, bütünlüğü için, ohal durumlarında kısıtlanabilir. kuvayi milliyciler ben savaşa karşıyım deyip asker evladına erzak götürmeyi red etmedi heyhat! kendine gel!
senin okumuşların, doktorların kaçırılsın, öldürülsün, sınırlarına tecavüz edilsin ve toprağına özerklik getirilmek istensin ve şiddet ile yapılmaya çalışılsın, sen oturduğun yerden klavye delikanlılığı yap, eline megafonu al ben askere sıkılan kurşunun, kardeşime sıkılan kurşunun intikamına rest çekiyorum de!
bu ülke bu belalardan kurtulsun, bilim muazzam ilerlemiş olsun, refah düzeyimiz uçsun, her yerimizden para fışkırsın, milli gelirimiz yükselsin, huzura kavuşalım, sonra ben askerlik özgürlüğü istiyorum de. onu da usulce de. çemkirmeden, propaganda yapmadan. aksi halde şu ülkede bilime destek olunmuyor deyip siktir olup giden bilimadamları kadar vatan haini ilan edilebilirsin dikkat et. beyin göçü, kabil hainliği. vicdani ret, kabil hainliği.