şöyle bir anektod anlatmak isterim ki;
geçenlerde iş yerinde pencereden dışarıdaki bulut oluşumlarını ceptelefonuyla görüntülerkene, ekranın tam ortasında bir insan silüeti farkettim. kalın kaşlı pala bıyıklı bir insan silüetiydi. hemen iki üç kare fotografladım ve bu esnada odaya tanıdığım bir abimiz giriverince arkamı döndüm ve farkettimki silüetteki tiple bizim amca tıpatıp aynılar. kalınkaşlar ve pala bir bıyık.
işte olan olur biter, siz nereye çekerseniz oraya gider.
esas (bkz: gerçekler) gölgelerden silüetlerden aşikare daha yanımızda daha içimizdedir ve silüetlere gölgelere anlamsal anlamda muhtaçlıkları yoktur.