bugün telaşla uyandım baba. yine rüyama girmiştin rüyanın paniği hala üstümdeydi hemen söylemek istiyordum sana her şeyi arıyordum bulamıyordum seni.
eskiden de rüyama girerdin yine teleşla uyanırdım ama o zamanlar sana söylemek istediklerim yüzünden değildi bu telaş bu korku. senin yüzündendi. küçükken en nefret ettiğim en korktuğum kişiydin.
sonra sen öldün. sen öldüğünde on yaşındaydım ve mutlu olmuştum. sen öldükten bir kaç yıl sonra öğrendim tek tek neyin ne olduğunu. şizofrenmişsin elinde değilmiş. keşke sen ölmeden bilseydim de seni sevdiğimi söyleyebilseydim.
amcamın düğününde akrabalarımızı görmüştüm. uzak akrabalarımızı nasıl seviyorlarmış beni. ben onları hiç tanımazken birilerinin beni bu denli sevmesi gözlerinde o hasreti görmem mutlu edici ve çok üzücüydü. sonra senden bahsettik baba. ölmeden bir kaç gün önce demişsin ki 'kızım bu yaşına geldi ben ona bir oyuncak bile alamadım' bütün düğün boyunca deli gibi ağladım ben. sende beni severmişsin baba.
aynen sana benziyormuşum. gerçi annem bunu çoğunlukla kızmak için kullanıyor ama ben seviyorum o huylarımı bile. sen öldükden sonra çok yakınlaştık halalarımla amcamlarımla. mutluyuz onlarla.
düşündükce çok üzüyor beni baba. keşke bir şekilde bilme imkanın olsa seni nasıl sevdiğimi. ama olsun vardır her şeyde bir hayır. belki kötü şeyler yaşamışım zamanında ama onları yaşamasam bugün ben olmazdım. her şey için teşekkürler...