adalet, devletin hukuk sistemi aracılığıyla aldığı kararların, kamu ve toplum vicdanında oluşturduğu duygular bütünüdür. bu nedenle bir ülkenin adalet sistemi yurttaşların devlete ve üzerinde yaşadıkları ülkeye bağlılığının garantisi, toplumsal düzenin sağlayıcısı kısaca bir devleti devlet yapan en yegane kavramdır.
bir ülkenin adalet sistemi verdiği kararlarla toplumun vicdanını rahatlatmak zorundadır ki devlete ve adalete olan inanç sarsılmasın. bunun tersi olduğu durumlarda insanlar kendi adaletlerini kendileri sağlamaya başlarlar ve devletin de adaletin de saygınlığı en fazla iki paralık hale gelir.
anayasa mahkemesi gibi yüksek bir yargı kurumunun başına muhasebeciyi ve denizcilik müsteşarlığından devşirme bir şakirti atamakla işe başlarsan, yargıtayı ve adli tıp kurumunu cemaatin itleriyle doldurursan, HSYK yı adalet bakanının kapısında emireri haline getirir, biraz olsun vicdanının sesini dinleyerek karar veren hakimleri oradan oraya sürüp saygınlıklarını iki para edersen ortaya çıkardığın adalet sistemi de böylece aynı senin şakirt götüne benzer.
bu ülkede adalet olduğuna artık inanmıyorum ve bu karara imza atan tüm yargıtay hakimlerinin 13 yaşındaki kızlarının veya torunlarının en kısa zamanda cinsel farkındalıklarını kazanmasını diliyorum.