18 yaşından küçük bir yurttaşını reşit yani, yürürlükteki yasalara dayalı olarak yaptığı eylemlerin bilincinde ya da sorumluluğunu taşıyabilir görmemesi, onu henüz çocuk addetmesi beklenen bir yüksek yargı kurumunun, 13 yaşındaki bir kız çocuğu hakkında " uğradığı tecavüz eylemleri kendi rızasıyla gerçekleşmiştir " türünden bir karar vermesi, akıl alır bir hukuk yaklaşımı olmadığı gibi toplumun hukuk kurumlarına olan inancına indirdiği ağır darbe ile de bağışlanabilir bir durum değildir.
bu durum, medyanın bildik saptırmalarından veya verilen hukuki bir karara getirdiği kendince yorumlarından biri değilse yani, basına yansıdığı biçimde, gerçekten böylesine ucube bir karar verilmiş ise bu kararın altında imzası bulunan kişilerin her şey bir yana, 'hukuk' ve 'kamu vicdanı' kavramlarını içselleştirememiş oldukları ve bulundukları makama yaraşır nitelikler taşımadıkları kesindir.