bilim, bir insanın kimliğini başka bir grubun öfkesini çekiyor ya da inançlarına uymuyor diye 'değiştirmesi'nin mümkün olmadığını söylüyor" diye konuşan yüksel'e göre, nasıl ki heteroseksüeller kendi cinslerine ilgi duymaya zorlanamazsa, eşcinseller de karşı cinsle yakınlaşmaya zorlanamaz.
bu tür ayrımcılıklara kapalı toplumlarda, cinsel tabuların ağır bastığı toplumlarda oransal olarak daha yüksek rastlandığını belirten yüksel, "o kadar ki, eşcinsellerin bir bölümü bile eşcinselliklerine mazeret yaratmaya, tedavi peşinde koşmaya çalışıyor" diyor.
bir bireyin doğuştan gelen genetik özellikler ya da çocuğun ilk gelişimini tamamladığı 3-4 yaşına kadar olan dönemdeki etkileşimler dolayımıyla eşcinsel olabileceğini belirten yüksel, şunları söylüyor:
"eşcinsellik hastalık olmadığı için tedavisi de tıp ahlakına uygun değildir. tedavi bir şeyin ortadan kaldırılması anlamına gelir. eşcinsellik normal bir durumdur. ama toplumsal baskılardan dolayı varoluşunu yaşamakta zorlanan kişilerin kendileri ya da yakınlarının, destek almaları mümkündür".