kimyasal silahlar yalan yüz binlerin ölümü gerçek

entry8 galeri
    7.
  1. YAKIN TARiHTE YALANLAR

    Güncel olaylara ilişkin yerel gazetelerde yer alan Mehmet'ime Dokunma, ve internet sitemde yer alan Demokrasiyi Sevmiyorum ve Demokrasiyi Seviyorum yazılarımdan sonra olumlu, olumsuz eleştiriler, tepkiler aldım. Yazılarımın ortak noktası üzerlerinde derinlemesine düşünülmemiş olmalarıydı. Daha çok demokrasi kisvesi altında tam da demokrasiye ters, adaletin tecellisi iddiasıyla tam da adaletsiz, temel insan hakları ve özgürlüklerine yönelik saldırıları içimde yükselttiği bir karşı koyma duygusuydu beni yazmaya iten. Peygamber Ocağı ordumuz mensuplarına yönelik haksız ve yersiz zabıta ve savcılık uygulamalarının altında yatan ve hepimize yönelik kirli psikolojik savaşa karşı bir duruş göstermekti kendimce.

    Biliyorum, değil ötesi ve uluslar arası politika, Ankara ve yerel politik oyunlar bile uzak görünüyor bize. Oysa gerçek hiç de öyle değil. Zihinlerimize ve özellikle geleceğimize yön verme iddiasındaki bir kısım yerli ve yabancı toplumsal mühendislik gayretleri, ele geçirilen yaygın medya ile her an etrafımızda. Askerle silahla işgal edilemeyen ülkemize ve elimizden alınamayan bağımsızlığımıza, onurumuza ve bizi biz yapan değerlerimize, içi boşaltılmış kavramlarla, para ile, tek yönlü kirli bilgi bombardımanı ve yanlış yönlendirmelerle yabancılaştırılıyoruz. Ve bu sadece ülkemize ve bize karşı yapılmıyor.

    Demokrasi, insan hakları, barış, globalleşme, uluslar arası güvenlik ve işbirliği gibi cazip söylemlere batırılmış ve saklanmış kirli emeller, Bosna' da, Çeçenistan' da, Irak' ta, Afganistan' da, Orta Doğu' da savaş olup, Türkiye' de terör olup ille de batı'dan uzakta ve batılı olmayan canlara kıyıyor. Ve bu kirli savaş, kendisine yabancı, bambaşka kisvelerle mutlak vicdan sahibi batılı'ya yönlendirilmiş medya aracılığı ile satılıyor.

    Yerli yalanları bir sonraki yazıma ve açık dimağlarınıza bırakıyorum. Bakın http://www.diplomatikgozlem.com da IRAK' ın işgalinde tüm dünyanın hangi yalan haber ve beyanlarla uyutulup, uyuşturulduğu nasıl anlatılmış:

    Irak'ta kitle imha silahı olmadığını bilseydim yine işgal kararı verirdim (Tony Blair'in, ingiltere'de Irak savaşını soruşturmak için kurulan komisyona ifade vermeden önce BBC'ye yaptığı açıklamadan). Blair'in BBC'ye yaptığı açıklamada; kitle imha silahlarının olup olmamasının Irak'ın işgal edilmesi sürecini etkilemediği, zira işgali haklı çıkarmak için başka seçeneklerin devreye sokulacağı ifade edilmişti. Blair'a göre Saddam'ın bölgede teşkil ettiği tehdit, işgalin kaçınılmazlığını vurguluyordu.

    Colin Powell savaştan önce destek istediği BM Güvenlik Konseyi'ndeki konuşmasında Saddam Hüseyin'in elinde kitle imha silahları olduğunu ve 11 Eylül saldırıları ile bağlantısının bulunduğunu söyledi. Savaşın başlamasının ardından uluslararası toplumun kaygı ve sabırsızlıkla beklediği bir cevap vardı: Saddam kitle imha silahlarını kullanacak mıydı? Saddam bunu yapmadı. Yapamazdı, çünkü elinde kitle imha silahı yoktu. 20 Mart 2003te başlayan yeni süreçte de herhangi bir kitle imha silahı bulunamadı.

    Ama kitle imha silahlarının korkutuculuğu ve getirdiği tedirginlikle birçok kimsenin yaşamsal kaygıları harekete geçmişti ve harekât tamamlandı. Nitekim Blair de bu durumun kesinleştiği Temmuz 2003'te &tarih bizi affedecek demişti. Tıpkı dönemin ABD Başkanı Bush'un The Guardian'a 2 Aralık 2008'de başkanlık dönemimin en büyük pişmanlığı Irak'taki istihbarat hatasıydı demesi gibi

    Blair'e göre Saddam gitmeliydi. Çünkü bölgeyi tehdit ediyordu. Blair'in BBC'ye yaptığı açıklamada da belirttiği gibi, eğer Irak'ta kitle imha silahı olmadığı bilinseydi de yine işgal kararı verirdi. Tabii o zaman tehdidin doğasına dair farklı savlar kullanmanız ve ortaya koymanız gerekirdi. Saddam hala iktidarda olsaydı, bölgenin doğru yolda değiştirilmesi çok zor olurdu.
    Yani Saddam'ın elinde kitle imha silahlarının olmasının veya olmamasının hiçbir önemi yoktu. Saddam'ın gitmesi gerekiyordu, gidecekti. O nedenle ingiltere Başsavcısı Lord Goldsmith'in rejim değişikliği arzusunun askeri harekata yasal temel oluşturamayacağı; uyarısı da önemli olmamıştı.

    Hem Saddam Hüseyin hem onun bakanları ve diplomatları hem de Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ve BM denetçileri Irak'ta kitle imha silahı olmadığını sıklıkla dile getirdiler.

    2003'te Blair ABD Kongresi'nde kendinden son derece emin biçimde,tarih bizi affedecek derken, iki gerçek bütün çıplaklığıyla kesinlik kazanıyordu. Birincisi (artık) rejim değişikliği arzusu askeri harekata yasal temel oluşturur. ikincisi her ne yapılırsa yapılsın, tarih affeder!

    George W. Bush: Şimdi Irak biyolojik silah elde etmek için kullanılan tesisler kuruyor ve var olan tesislerini genişletiyor (12 Eylül 2002). Saddam Hüseyin'in komutanlarına kimyasal silahlar kullanmaları için yetki verdiğini haber veren kaynaklarımız var (5 Ekim 2002). Saddam rejimi, kimyasal ve biyolojik silahlar üretmek için fabrikalar inşa ediyor (7 Ekim 2002). ingiliz hükümeti, Saddam Hüseyin'in yakınlarda Afrika'dan büyük miktarda uranyum aldığını öğrendi. Bizim istihbaratımız da Saddam'ın nükleer silah yapımı için gerekli alüminyum tüpleri edinmeye çalıştığını gösteriyor (28 Ocak 2003). Onları bulmak zaman alacak ama (Saddam'ın) elinde olduğunu biliyoruz. Onları yok etse de, saklasa da başka bir yere gönderse de bulacağız. Kesin olan bir şey var: Saddam artık Amerik'yı kitle imha silahlarıyla tehdit edemez (25 Mayıs 2003). Bizim yasak üretim malzemelerini ya da yasak silahları bulamadığımızı söyleyenler yanılıyor. Onları bulduk (30 Mayıs 2003).

    ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney: Teröristler ve kitle imha silahları sahibi olan ya da olmak isteyen rejimler arasındaki muhtemel bağlantıları göz önüne alıyoruz. Saddam Hüseyin'in şahsında, elimizde bu silahların peşinde olan ve bazılarını çoktan elde etmiş olan bir diktatör var. Amerika'dan nefret eden bir rejimin Amerika'yı kitle imha silahlarıyla tehdit etmesine izin veremeyiz (20 Haziran 2002). Saddam'ın kitle imha silahları sahibi olduğuna dair hiçbir şüphe yok (26 Ağustos 2002). Irak bir gün teröristlere biyolojik ya da kimyasal silah vermeye karar verebilir. Irak tamamen kitle imha silahlarından arındırılmadıkça terörle savaş kazanılamaz (12 Kasım 2002).

    Beyaz Saray Sözcüsü Ari Fleischer: Eğer orada kitle imha silahları olmasaydı, bunu söylemek için kesin temelleri olmasaydı, ABD Başkanı ve Savunma Bakanı, Irak'ta kitle imha silahı bulunduğunu bu kadar açık ve net olarak açıklamazlardı (4 Aralık 2002). Orada silahların olduğu gerçeğini biliyoruz (9 Ocak 2003). Saddam elinde hiç silah olmadığını söylerse şunu bileceğiz ki, bir kere daha dünyayı kandırıyor (2 Aralık 2002). Elimizde Irak'ın kitle imha silahlarına, biyolojik ve kimyasal silahlarına ilişkin kanıt ve istihbarat olduğuna kuşku yok. Tüm bunlar, ne kadar süreceği belli olmayan bir askeri operasyonun yolunu açıyor (21 Mart 2003).

    Amerikan Senatosu Çoğunluk Lideri Bill Frist: Bana verilen bilgiler ışığında, atom bombasından daha fazla insan öldürebilecek biyolojik bombalardan oluşan kitle imha silahlarından Irak'ın liderinin elinde olduğuna eminim (10 Ocak 2003)
    Saddam Hüseyin'in kitle imha silahlarını elinde tutmaya ve yenilerini üretmeye kararlı olduğunu biliyoruz. (Dışişleri Bakanı Colin Powell, 5 Şubat 2003)

    Saddam Hüseyin'in kitle imha silahlarına sahip olduğuna dair hiç şüphe yok. Operasyon devam ettiği sürece bu silahların neler olduğu ortaya çıkarılacak, onları üreten ve koruyan insanlarla birlikte silahlar da bulunacak. (Genelkurmay Başkanı Tommy Franks, 22 Mart 2003)

    Bizim birincil amaçlarımızdan biri kitle imha silahlarını bulup imha etmek. Çok sayıda üretim merkezi var. (Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Clark, 22 Mart 2003)

    Hükümet, Irak'ta bulunan kitle imha silahlarını kamuoyuna açıklayacak ve bunlardan çok sayıda olacak. (Yazar Robert Kagan, 9 Nisan 2003)

    Ve neden sonra: Kimse bizim tam olarak silahların nerede saklandığını bildiğimizi söylemedi. (Bush'un Ulusal Güvenlik Danışmanı ve sonra Dış işleri Bakanı Condolezza Rice, 8 Haziran 2003)

    Irak'ta Kitle imha Silahı Bulamadık' (Bush yönetiminin baş silah denetçisi David Kay, 6 Haziran 2003)

    Amerika ve ingiltere tarafından bana verilen Irak'taki biyolojik ve kimyasal silahlar konusundaki istihbaratın doğruluğundan şüphe duyuyorum. Verilen hiçbir ihbarda kitle imha silahları bulamadık ve bu beni biraz sarstı. (BM Silah Denetçileri Başkanı Hans Blix, 17 Temmuz 2003)

    Kitle imha silahları konusunda yanılmış olsak bile, tarih Irak'ın işgalinden dolayı ABD ve ingiltere'yi affedecek. (ingiltere Başbakanı Tony Blair, 17 Temmuz 2003)

    Irak'taki ingiliz silah denetimcilerinden David Kelly, ingiltere'deki evinin yakınında ölü bulundu. Kelly'nin, ingiliz BBC televizyonunda yayımlanan "kitle imha silahları iddiasının abartıldığı ve Irak savaşının uydurma gerekçelere dayandırıldığı" yönündeki habere kaynaklık ettiği öne sürülmüştü.

    istihbarat birimleri aslında Irak'ta hiç kitle imha silahı bulunmayabileceğini açıkladı. (Condoleezza Rice, 30 Ocak 2004)

    Irak'ta kitle imha silahlarını belki de hiçbir zaman bulamayabiliriz. Ama bu aslında çok da önemli değil. (ingiliz Dışişleri Bakanı Jack Straw, 15 Mayıs 2003)

    Başkanlık dönemimin en büyük pişmanlığı Irak'taki istihbarat hatasıydı(George W. Bush, 2 Aralık 2008)

    Devam edecek olan yazıma, şimdi biraz alakasız görünse de, ileride dönüş yaparak ilgi kuracağım Şimon Peres' in bir sözü ile ara vereyim; Her savaş iki kez yapılır: birincisi savaş alanında, ikincisi tarih kitaplarında.

    kaynak:http://enhos.av.tr/tur/default.asp?id=67
    0 ...