Kolejde yatılı okurken mütemadiyen sıcak su eksikliği çekilen yatakhanede gusül abdesti almak niyetine kışın sıklıkla yaptığımız eylem.
Not edeyim Samsun'da kimi zaman kar tatili olacak kadar kar yağar, eksi üçleri görür ve bizim okul, ilyastepe diye allahın her yönünden esen her şeye açık bir yerdedir. Yatakhanenin camları ya şiştiği için ya çektiği için kapanmıyordur.
Gece rüyanızda yarım yamalak gördüğünüz salak bir karı (ki genelde aşık olduğunuz öğretmendir) yüzünden zorunlu olarak yaptığınız bir temizlenme operasyonudur. iki kişi birer havluyla duş kabini çıkışında bekler (evet götünüz açık duş alırsınız arkadaş len bunlar) siz o ızdırap içerisinde bir yandan vücutta toplu iğne deliği kadar var mı diye her bir deliğinizi yoklarken; bir yandan takır takır ses çıkaran dişlerinize laf geçirmeye çalışırken, su, duş başlığından değil de kutuplardaki özel bir Niagara şelalesinden boşalıyormuş gibi nokta nokta acı kurşunları halinde başınızda, omzunuzda, kıçınızda patlar, patlamadığı yerlerde bir kertenkele misali oranıza buranıza girer. Her tarafınız hissisleşir, kafanız bedeninizden ayrılır, yukardaki soluk ışıklı ampüle sığınmaya çalışır. O üç dört saniye uzar bir saate, bir saat bir güne çıkar.
En nihayet havlu bekleyenlerden biri artık acır da suyu kapatır siz orada 21. yüzyılın en gotik ve absürd halüsinasyonu gibi titrerken iki kel havlu oranızı buranızı sıvazlar, sonra şıpıdık terliklerle bir koşu odaya geçilir, yorganın şefkatli kollarına sığınılır.
Bana gençlik değil, sinüzit, bademcik, denize bile ıkınarak girme gibi sıkıntılar kazandırmıştır.
