öncelikle bazen devamsızlık yapıyorum, beni na ile bırakırsan küserim, entrylerimi keserim.
devam ediyorum, son sınav çok kazıktı, kalem oynatamadık. ama moonlight sonata hocamız sağolsun bize bir kurtarma sınavı yaptı ve rektörümüz zall da kanaat notu sıkıştırarak büt büt atan kalbimizi okşadı.
şimdi başlıyorum sevgili okulumla alakalı bilgilere.
benim okulum geceleri çok iyidir, çok güzel arkadaşlıklar, derinlemesine paylaşımlar ve sırdaşlıklar tavan yapar geceleri benim okulumda.
benim okulum sabahları sarhoştur, sol frame'de başta cifte kavrulmus zenci olmak üzere pek çok arkadaşım "uyuyun ulan ibneler" benzeri sosyal ve sağlık öncüllü mesajlar verir.
ve benim okulum, son bir aydır doğru dürüst uğramamama rağmen bir ay sonunda tekrar bana kapılarını açan, ve düşüncelerimi paylaşma arabirimi olarak beni bağrına basan bir okul. benim okulum öyle bir okul ki, şehir gürültüsünde "uludağ sözlük - ekşi sözlük müsabakası" temalı başlığa girilen bir entryi aklıma getirip üzgün anımı manidar kılan tuhaf, bazen sinir bozucu tipler türese de özünde her zaman gelenekçi ve "bizim" kalan okul. o okulda her zaman çaylağım, çünkü o okulda kimse bir profesör değil. belki profesörleri barındırır bünyesinde, ancak o okulda kimse "ben en iyisiyim" kötüsü değil. dedim ya istisnalar var diye, onlar da eğlenir bu okulda. düşünün ki sınava girerken kopya hazırlamaya dahi tenezzül etmeyen, sınav olsa da olmasa da hayatında pek fazla değişiklik olmayan, olursa ekime olmazsa sikime kadar durumu takınan insanlar vardır. işte o istisnai güruh da bu örneğin bu okuldaki karşılığıdır ve hepimiz bir dönem buna ihtiyaç duyarız.