atatürk'ün erzurum kongresinin organizatörü değil, önemli bir katılımcısı olduğunu bilmeyenlerin öğrenmesini sağlayan tarihi bir bilgidir. öte yandan niye bu kadar şaşıldığı merak konusudur. herhalde atatürk kongreyi organize edenler arasında değildi, ancak böyle önemli bir kongre söz konusu olunca elbette katılımı söz konusu olmuştur. öte yandan anlatılan anekdotlar, o dönem ve o ortamın şartları ve havasını tespit açısından dikkat çekici bilgilerdir.
bunun dışında, elbette atatürk o ortama gökten kanatlı atla inmedi. onun da kafasında kurtuluş amacıyla bir şeyler yapmak vardı (baştan bakan olarak hükümete etki etme denemesi yapmış, ama bu konu sonuçsuz kalıp bakan olamayınca anadolu'ya geçerek orada mücadele vermeye karar vermiş belli ki), kazım paşa'nın da vardı, başka vatansever pek çok insanın da vardı. bundan sonraki gelişmeler işin gayet zor olan aksiyon kısmı olmuştur. elbette bunları okuyup öğrenmek güzeldir. hem "tek adam efsanesi" önyargılarımızı, hem de "koşulsuz atatürk düşmanlığı ve kötülemesi " amaçlı önyargılarımızı bir nebze de olsa aşma imkanı bulabilir, duygularımız üzerinden değil, bilgi üzerinden konuşmaya başlayabiliriz belki.
ayrıca "kongre" sözünün nasıl yazıldığını hatırlamamıza vesile olan bir yazım hatası içeren bir ifadedir.