sabahın köründe burnuma hücum eden portakal çiçeği kokularını özledim...
canımız sıkıldığında alırdık el oltalarımızı inerdik seyhan'ın kıyısına balık tutumaya çalışırdık... Balıktan sıkıldığımızda ise soyunurduk, don kilot allah ne verdiyse dalardık suya... işte ben teker teker özledim bunları... Irmaktan sıkılınca annelerimizden yalvar yakar 2milyon alıp denize giderdik...
şimdi allahın ankara'sında çarpıcı bir soğuk altında deniz çocuğu olmaktan dem vuruyoruz... Zoraki ankaralı olarak yaşamaya çalışiyoruz...