yağmurlu bir eylül günü, sene 2000. o zamanlar yakınlara açılan tansaş a küfür eden bir mahalle bakkalına girdim, bi chesterfield verir misin dedim, şaşırdı. lise öğrencisiydim. tuhaf tuhaf bakarak verdi sigarayı, okula giderken bi tane yaktım, sanki herkes bana bakıyor gibiydi.
lise öğrencisi için ayrı derttir, kel müdür muavinlerine yakalanmamaya çalışarak içine çekmeden üflenen "dal" larla başlar, evdekilere kokmamak için center fresh ler yarin olur. annenin sigarasından aşırırken "lan sayıyosa var ya, sıçtık anasını satiyim" diye tırsarsın ama vazgeçemezsin de.
üniversitede biraz daha başka. bu sefer maddiyat ağır basar, chesterfield lar filan zor gelir artık, uzun lm ye dönersin. ev arkadaşın yurt arkadaşınla beraber "girilen" paketler başlar. hesabını şaşırırsın. halı saha maçlarından sonra "lan bu sigara bitirmiş abi hakikaten" geyikleri döner, yaşlanıyoruz abi sanki ler alır yürür. aşk acısı olur bi de, kız vardır açılamadıkça yakarsın, açılırsın " lan kim o arkadaşın ben tanıyo muyum" muhabbetleri sıkar, eklersin içersin. öğle yemeğini menza da yesem akşama nasıl olsa makarna var deyip alınacak sigaraya para ayırırsın, bütçe oluşturmaya faydası olur, telefonda babayla konuşurken sigara mı kokuyo lan içiyo musun yoksa geyikleri olur, gene bırakamazsın.
askerlik olur, dağın başına yedek subay diye gönderirler, seninle beraber gelen kısa dönemler tezkere alır gider senin daha yedi ayın vardır, yakarsın. ayrılınan sevgilinin erkek arkadaşı olduğunu öğrenirsin, vakit de vardır bol bol bin türlü şey kurarsın elde sigara. ver çay, yak sigara, olum bi kola getirin içelim, bi tane daha, akşama cep votkasından pet bardağa koy vişne suyuyla beraber ekle iç, şafak yüzseksen, hadi sigara.
askerlik biter iş başlar, ilanlarda "sigara içmeyen" ibaresi can sıkar. nerden bilicekler lan diye yazar gönderirsin üzülerek olumlu cevap veremezler. bunaldıkça bi tane daha. evdekilerle artık yüz göz olunur "perdeler kokuyo içme odada" olur, "hadi içiyosun kül tablanı dök, sorumsuzsun" olur, " ay valla seni alan kıza allah sabır versin" olur, karda kışta camda içersin.
işe başlarsın sigara içen personel için terasımız var ı kilitleyiverirler, bi sigara için üç kat yukarı çıkarsın. arada derede gitsen amirin laf sokacağı tutar, toplantıda yanındaki sıfır beden botokslu ablam kokudan rahatsız olur "ay valla bütün dünya bıraktı, bi türkler içiyoruz, kanada da inanmazsınız evde bile içirtmiyolar, çok medeni memleket" muhabbetleri yapar, için çekilir. bırakmaya kıyamaz, devam edersin.
evde anne baba işte amir müdür, varsa kız arkadaş hayatını boğar gideyim iki tek bi şey içeyim dersin, yanına sigara yaktırtmazlar. her kadehten sonra dışarı çık, balkona çık arada derede sigara iç, içtiğinden de anlama, bunalırsın. hayatını sağlığını senden çok düşünen büyüklerin sigaranın ederinin üç katı vergi alır, sonra bi de "içmeyiverin" der dalga geçer gibi, işi inada bindirir hepten, lan elli lira yapsan içerim gene yeter ulan dedirtir. ama şakası bi tarafa marlboro 9 lira da çok be, allahsız ibneler.
akşamları özellikle, camdan etrafınıza bakın, perde kokuyor, çocuk rahatsız olacak ay hiç sevmiyorum şu kouyu siniyo üstüne her şeyin tepkilerinden karda soğukta camda sigara içen evli erkekler göreceksiniz. bıyıklarına kurban olduğum bıraktırmaya muvaffak olamazsa bu hayvan herif i, devamındaki paragraf "evlenirsin.." diye başlayacak.
dokuz liraya yirmi sigara da çok ama, kıyamıyosun ki baksana nasıl bakıyo kırmızı kırmızı. bak canım sıkıldı gene, ateşi nereye koydum ki acaba?
