denizlisporluların sürekli zaman geçirdiği, en azından 10 dakika uzatma verilmesi gereken maça hakemin ancak 5 dakika eklediği, en ufak ikili mücadelede souleymanou ve adriano' nun * kendini yere bıraktığı, hakemlerin samimiyetinden iyice şüphe duyulmasına sebep olan maçtır.
ne olursa olsun;
1- bir futbolcunun zamanı bu kadar yemeye hakkı yoktur. ayrıca yerden kalkılması için ısrarlı hareketlere dövmek demek te abartılı bir tanımdır. denizlisporluları da tebrik etmeli, dirençli oynadılar, yiğidi öldürse de hakkını yememeli.
2- antalyaspor' un fenerbahçe' ye yüzde 90 puan kaybı yaşatacağı hafta galatasaray' ın fırsat teptiği maçtır.
galatasaray taraftarının, futbolcularını ıslıklayarak ne kadar vefasız olduğunu belgelediği mücadeledir. galatasaray çatısı altında oynayan ve galatasaray' a sayısız başarı yaşatan futbolcuları ıslıklamaya kimsenin hakkı yoktur. galatasaray taraftarı da şampiyonluğu haketmediğini göstermiştir.
not: arda' nın cezaalanının sol tarafında yerde kaldığı pozisyonu futbol bilgisine güvendiğim birkaç kişiye sordum ve şüphesiz penaltı olduğunu söylediler. geçen hafta ümit karan' ın cezaalanında düşürülmesinin es geçilmesi ve zurita' nın sabri' ye indirdiği dirseğin ardından bu hafta arda' nın düşürülmesi sonucu verilmeyen penaltı. izlemeye devam ediyoruz, bakalım daha neler göreceğiz?
not 2: nihat özdemir, ilahi adaletin şampiyon olmalarına yardımcı olacağını belirtti. merak ediyorum hangi ilahi adaleti kastetti? nobre' nin elle düzeltip attığı ve anelka' nın elle gol attığı, en az 20 galatasaray gollük atağının ofsayt diye kesildiği, kale çizgisinden elle top çıkarıldığı bir sezonun ardından ilahi adalet aramanın, nihat özdemir açısından anlamı ne acaba? farklı dil de konuşmuyoruz üstelik. galatasaray' ın yüreği ve bileğinin hakkıyla kazandığı şampiyonluğu lekelemeye kimsenin hakkı yoktur!