"hayatımın en güzel günüymüş, bilmiyordum" şeklinde giriş yapılan roman, bnde pembe kapağı gibi yumusak ve naif bir aşk hikayesi olacagı hissini yarattı. öyle ya adı da üstündeydi, masumiyet müzesiydi!
apartmanın adı masumiyet olması askın masumiyetine kanıt gibi gösterilmeye calışılmıs fakat yazarın anlatım tarzı "ne masumu be, bildigin yasak asktı bunların ki" hissini vermekten öte gitmedi. sayfalar ilerledikçe de takıntılı ve kasvetli bir ask hikayesiyle basbasa kaldım. kitabı, "hayatımın romanı" gibi bir ifadeyle * piyasaya sürmüş olan orhan pamuk nedense bu kitapta diğer romanlarındaki (benim adım kırmızı gibi) kadar diline özen göstermemiş, anlatım sıkıcı, "ne zaman bitecek bu yaa, ee ne olacaksa olsun" dememize sebep olmuştur.
kısacası kitabın kapagından, içerigine kadar herseyi ben piyasa için yazıldım, tek derdim para kazanmak diye bagırmaktadır.
ayrıca not: a güzelim nazan öncelim bir de bu romana sarkı yazmıs.kendilerine teessüf ettiğimi bildirmek isterim.
bi not daha: yazar üşenmemiş çukurcuma'da bir apartmanda masumiyet müzesi açmıştır.