beşeriyetin primitif çağlardan bu yana dek; bu kavrama bağlı oluşunun temelini; ölümden duyulan endişe oluşturmaktadır.
modern yaşantının tüm değerleri yaşam üzerine kuruludur ve ölüm geldiğinde; ne kadar geç yaşta olunursa olsun: beklentiler nihayeti ile: erkendir..
sürekli bir arayış ve beklenti derdindeki insanoğlu: ölümü ve sonrasını kabul etmek istemez. bu yüzden kendine: güllük gülüstanlık bahçeler ırmaklar huriler bahşeden, doğruluğu tartışmaya açık olan bir tanrı'nın varsayımsal bir nebi üzerinden ilettiği tebliğler ışığında, din'e inanır. din ona her şeyin bitmediğini; daha güzelinin olduğunu vaddediyor zira. bu da, "son" endişesini rafa kaldırıyor.
din'in ilacı: ölümsüzlüğün sırrının kısa veya uzun zaman zarfında, çözülmesi olacaktır. ölüm korkusunu üzerinden atan birey; ne allah'a ne diğer absürd semavi ve parodi din tanrılarına ne de, onların günümüz koşullarına uygun olmayan iletilerine yanıt verecektir.
tamamı, yok olacaktır.