burada bir sınır var. tam burada. ki yani, suriye sınırından bile mühim bir sınırdır. söyliim ben sana.
şimdi koldaki kılın yapısı önemli. pürüzsüz bir bacakla etrafta dolanırken ya da nebleyim yay gibi kaşla bebek gibi yüzle orda burda boy gösterirken, arada kendini fazlasıyla belli eden koyu renkteki kol kılı.. kesinlikle manasızdır. bi mantığı yoktur.
oradaki kıl, karşındaki insana bacaklarının ve daha birçok yerinin de kıllı halini çağrıştırır. amaç estetik ise her açıdan estetik olmalı bir bayan. bacağı kaymak yapıp kolu kakaolu pişmaniye gibi bırakmak olmaz.
öte yandan, kolunda ayva tüyünden biraz hallice, hadi olsun kayısı tüyü tarzı kılı olan sevimli mi sevimli bayanlar var. onların bacaklarında da fazla tüy çıkmaz. çıksa bile hafif gıdıklanır gibi aldırırlar onları. allah tarafından şanslı yaratılmış mahluklar. yerim onları ben.
işte onların kılları alıp da azdırmalarına gerek yok diye düşünüyorum. zaten dikkat çekmiyor. feminen duruşlarını bozmuyor. estetizm namına bi sıkıntı yok. illa nivea reklamlarındaki karılar gibi olucam diye yolunmaları yanlış olur.
dolayısıyla aynı bayanlar buradaki muhterem erkek yazarların temelsiz yorumlarına kanıp kendilerini kötü hissetmesinler. her kadın illa koluna ağda yaptıracak diye bir kaide yok. dikkat çekmiyorsa hiç dokunmasınlar.
kıl tüy mevzuuları sen ne kadar iğrensen de inkar etsen de doğal mevzulardır. kimi yerde gereklidir o kıllar. sen de bilirsin. sağlığın işaretidir.
"kadın dediğinin her tarafı kılsız olacak ay tek bir tüy görsem midem kalkıyo yane" demek.. hem de bunu kendi götüne bakmadan söylemek.. üstüne üstlük yane mane diyosun.. bilemiyorum.. kıllandım biraz ama.