zaman; arapça sözcük,
zaman; kefil olma, kefalet.
zaman; küçümseme hali olarak, zaman, vakit. zamane çocuğu, misal.
zaman (tdk); bir iş veya oluşun içinde geçen, geçeceği düşünülen veya geçmekte olan süre, vakit.
vakit, daha çok geçecek olan sürenin parçası bağlamında eş anlama yakın.
zaman; bir iş için ayrılmış, tahsis edilen süre.
zaman; dönem, devir, çağ.
zaman; fiillerin belirttikleri; geliyorum, gelirim, geleceğim vb
zaman; yer kabuğunun mazisi olarak.
zaman; müz. ölçü bölümü.
birde zamanı yaşamak var, elastiki, izafi. bakarsın su gibidir, bakarsın geçmez saatler.