mustafa kemal le yüzleşmediğimiz gerçeği

entry1 galeri
    1.
  1. ülkedeki pek çok tartışmadan ve düşmanlık vesilesinden ortaya çıkan gerçektir.

    bütün duygusal hezeyanlardan, kemalist eğitim sistemi'nin saçma sapan ritüellerinden hepsinden sıyrılıp bakmak gereklidir mustafa kemal'e.

    bunu yapmadığımız sürece, sürü olmaktan kurtulamayız. mustafa kemal düşmanlığı veya mustafa kemal'e tapmak her ikisi de gerçekleri göz ardı eden sürü mantığına sahip insanların işidir.

    akıl sahibi olanlar mustafa kemal'i doğru dürüst değerlendirmek zorundadır.

    mustafa kemal kimdir? mustafa kemal nedir?

    mustafa kemal; tanzimat ile birlikte başlayan ve osmanlı asker-sivil bürokrasisi önderliğinde başlayan "batılılaşma"nın birinci dünya savaşı sonrasındaki lideridir. osmanlı batılılaşması ehli kalem adı verilen bürokrasinin önderlik ettiği bir mücadeledir tarihte. mustafa kemal'in devrim adını verdiği uygulamalar kendisinden önce zaten olup bitmiş ya da bitişi kesinleşmiş noktalarda bazı üstyapısal değişikliklerden ibarettir.

    bunu kabul etmeli. mustafa kemal devrim filan yapmamıştır. mustafa kemal devrimci değildir. devrim; üretim ilişkilerinde ve ekonomik altyapıdan üstyapıya çok köklü değişiklikleri içinde barındırır.

    sorarım size: mustafa kemal üretim ilişkilerinde neyi değiştirmiştir? cumhuriyet'in ilanı diye allanıp pullanan şey 334 üyesinin 158'nin anayasanın bir maddesini değiştirmesinden ibarettir ki zaten ortada fiili bir durum vardır ve resmiyete dökülmesi devrim filan değildir. osmanlı hanedanı taa 1876'da haklarını paylaşmaya başlamıştır. 1908'de bu daha da kökleşmiştir.

    mustafa kemal devrimci değildir, çünkü devrimler meclislerin kanun çıkartması ile yapılmaz. üstelik bu meclisler 1923 sonrasında tamamen antidemokratik şekilde oluşturulmuşsa. pek çok sorun mustafa kemal'in devrim yaptığı yanılgısından kaynaklanmaktadır, bu yanlıştan vazgeçildiğinde ortada pek bir sorun kalmıyor. kutsanan ve göklere çıkartılan olaylar devrimden ziyade batılılaşma niyetindeki bir bürokratik diktatörlüğün icra ettiği değişikliklerden ibarettir.

    bu olanları devrim olarak görmek tarih önünde küçük düşmektir. üretim ilişkileri olduğu yerde dururken, üretim araçları mülkiyeti bir anda el değiştirmezken, devletin adının değişmesi, alfabenin, ölçü birimlerinin, takvimin, kıyafetlerin değişmesi devrim olarak al-gı-la-na-maz!

    bunu yazınca sanılmasın ki devrim sadece sosyalizmin icraatıdır. bilenler bunu kastetmediğimi anlarlar. geçmişte burjuva devrimi yaşanmıştır. burjuvazi feodal beylerden üretim araçları mülkiyetini almışlardır, toplumda üretim ilişkileri baştan aşağı değişmiştir. ondan önceki devirde tarım devrimi yaşanmış ve toprak sahipleri devrimin ana aktörleri olmuşlardır.

    mustafa kemal üretim ilişkilerine dokunmamıştır bile. kapitalizm tarafındadır ama hiç bir zaman burjuva devrimcisi bile olamamıştır. neden mi? feodal üretim ilişkilerini aynen sürdürmüştür de ondan. hatta kendisi de öevresi ile birlikte osmanlı'dan sonra yaşanan toprak kapma savaşına katılmıştır. mustafa kemal'in etrafındaki toprak beyleri cephesi ona hep sadık kaldılar, taa ki 1950'ye kadar. düşünün; bütün işlevi ve gücü tükenmiş osmanlı saltanatını kaldırmak için mustafa kemal komisyonda kafa kesme tehdidi yapar, ancak söz konusu feodalitenin tasfiyesi olunca işi çoğu toprak ağası olan milletvekillerinin "himmeti" ne bırakır.

    1930'lu yıllar şefin beslediği toprak beylerinin şef'in ordusu ile birlikte köylülerden zorla toprak kotardığı yıllardır. jandarma baskısı ve ağa kabusu 1930-40'ların alameti farikasıdır ve ülkenin üretim ilişkileri düzeni kapitalizm öncesi feodal dönemin aynısıdır. öyle bir baskıdır ki bu 1930 serbest fırka muhalefeti karşısında silip süprüleceğini anlayan mustafa kemal başka yollar tatbik eder. devletle partisini bütünleştirir. köylünün canına tak diyen yaşam koşuları bir köylü devrimine neden olmasın diye köy enstitüleri kurulur ki köylü terbiye edilsin ve köye bağlansın.

    mustafa kemal bunca büyük bir devrimci olsaydı, bu kadar sevilseydi, partisi 1950'de o hale gelir miydi seçimlerde. hayır gelmezdi, 1950'nin sebebi 1920-30-40'lı yıllardaki baskı ve zulümdür. çünkü şef ve toprak ağaları koalisyon halindedir, ordu da bunların gücüdür.

    hadise bundan ibarettir.
    0 ...