iki dünya savaşı nedeniyle, inanılmaz dram ve kıyımlar yaşayan avrupa toplumlarının; edindiği acı tecrübeler nihayeti ile, bugün koşullarınca böylesi bir savaşın patlak vermesine olanak tanımayacakları söylenebilir.
birinci dünya savaşında, alman ve italyanların hammadde stoğu arayışı, osmanlı faktörü, yıkılmaya yüz tutmuş mutlakiyetler vardı. statükonun, heran bir sıcak savaşa dönüşme ihtimali söz konusuydu. ve bu gerçekleşti. sonrasındaki iki savaş arası dönem; imzalanan barış anlaşmalarından sıyrılmak isteyen almanya ve italya'nın kıskacına aldığı küçük avrupai devletçiklere başatlığını kabul ettirme derdinden dolayı, sağlıklı geçilemedi. hitler faktörü, yükselen sovyet ekonomi ve endüstrisi, birleşik devletlerininfrad politikasına dönüşü, ve silah sanayisi ,29 ekonomik buhranıve sol tabanlı partilerin iktidarlarını kaybedişleri gibi pekçok koşul, ikinciküresel savaş`a olanak tanıdı.
fakat: sonrasında dünya yepyeni bir düzene adım attı. soğuk savaş.. termodinamikleşen toplumlar, nükleer silah artırımı. sovyet- birleşik devet çekişmeleri, küba krizi derken; dünya büyük bir termonükleer savaşın; dolayısı ile dünya savaşının eşiğine geldi. ancak bu halde dahi; kendi 40-50 yıllık emeklerinin zayi olacağından endişe duyan sovyetler, ve ortadoğudaki ikincil kudretini, başat statüsünü yitirip, dünya savaşını göze alamayan birleşik devletlerin geri adım atması sonucu gerçekleşmedi.
sonrasında ise; süreklileşen endüstri hamleleri, bağımsızlık hareketleri, avrupa birliği benzeri etmenler, olası bri savaşın, yüksek mimari statüsündeki avrupai toplumlar'ın nihai bir barış dönemine; silahsız, topsuz, tüfeksiz bir birliktelik çatısı altına oturtulmalarına zemin hazırladı.
91'de sovyetler birliği'nin dağılışı, nato'nun işlevselliğini yitirdiği yönündeki argümanlara bile gebe olmuş, silahlı savunma geri plana itilmiştir.
hepsinden öte; bugünki konjonktür, cephe kavramının yıkıldığını gözler önüne seriyor. "bir karakol asker koy, orayı zaptet!" felsefesi çoktan devrildi. hava saldırıları, insan hakları, milletlerarası politika ve sütten ağzı yanan devletler, bir üçüncü dünya savaşını katiyen göze alamazlar. bunu bekleyenler; hararetli mizaçsal yapıdaki genç düşünürlerdir. devir ekonomik refahın, borsa'nın, sermaye politikalarının devridir. savaş ile ekonomik refahın kazanılamayacağı; kar-zarar dengesinin basitliği çoktan anlaşılmış haldedir.