türklerde ve müslümanlarda güce tapma eğilimi

entry11 galeri
    16777211.
  1. Bir müslüman, kendisine 'senin için Allah mı değerli açlıktan ölmek üzere olan bir çocuk mu ? ' gibi insan aklınca oluşturulmuş güzel bir soru sorulduğunda, o buna diliyle değil davranışıyla cevap verir. Açlıktan ölmek üzere olan bir çocuğu doyurur, mümkünse bakım nafakasını bir ömür temin eder, Allah a da böyle bir şeye kendisini vesile kıldığı için tekrar tekrar şükreder.

    herkesi kolpa vicdandan ibaret sanan zihniyet bunu anlayamaz. Hatta acep ne çıkarı var ki böyle bir şey yaptı der kendi kendine...

    müslümanın dünya üzerinde iyi olan ne varsa onu kaybedince üzülmeyecek kadar sever ona değer verir. asıl sevgisini ise yaratacısına ayırır. çünkü tüm iyi şeylerin onun mülkünde olduğunun bilincindedir.

    müslümanın hiç bir zaman mazlumdan yana olmadığını söylemek iftiradan çok insafsızlıktır. Resulullah (s.a.s.) "Mazlumun yanında zalimin karşısında olmak" maddesini içeren daha doğrusu sadece bu maddeden ibaret olan (bkz: Hılfu'l-Fudul) gibi bir antlaşma hakkında "şimdi de davet edilsem icabet ederim" buyurarak böyle bir anlaşmaya taraftar olmaktan her zaman memnun olacağını söylemiştir.(o tarihlerde bu anlaşmada yer almıştı) ki bu antlaşma müslümanlıktan çok çok öncedir.
    0 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük