geçmiş yıllarda felsefeye nazar, deliliğe methiye idi. felsefe, anlamasa bile gülümsetirdi insanoğlunu.
1970 lerden itibaren felsefe ideolojiyle hemal oldu, aradaki sınır tecavüze uğradı. ideoloji felsefeye aitken, adeta felsefenin kendisi oldu. darbeden sonra yanlış hatırlamıyorsam, bir süreliğine de olsa tedavülden kaldırıldı. litoloji kıymete bindi anlayacağınız.
1960 lı yıllar ülkemizin aydınlanma çağıydı. önceleri yavaş, sonraları inanılmaz literatüre boğulduk. zevkten dört köşe halleri. okuyorduk deliler gibi.
lise son, felsefe dersini iple çekiyoruz. bir beyefendi girdi sınıfa gözlüklü. bir şaşkınlık, tanıyoruz bu hocayı. evet hocamız, şehrimizin baytarıydı, malum hayvan hastalıkları mütehassısı.
fakat kalender, çelebi hocaydı. bir yıl boyunca çığlık çığlığa tartıştık durduk. şanslıydı bizim nesil.
istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi felsefe bölümü, hocalarıyla, ders kalitesiyle tek kelimeyle harikaydı. dedimya ş anslıydık galiba.
şimdilerde nasıl bilmiyorum. ama felsefe dersleri canlı katılımla canlanabilen ders onu biliyorum.