Daha önce de benzer şeyler yazmıştım bu başlığa ancak detaylandıracağım.
Psikolojik bir sorundur.
Günümüzde nedense bütün buhranlar çok "havalı" hale geldiğinden, obsesif insan sayısı gittikçe artmakta. Bu takıntılı insanlar, sosyal ilişkilerinde ya da kendi iç dünyalarında yarattıkları sorunları birer ego meselesine dönüştürmekte.
Haklı olunan noktalar elbete olabilir. Burada tehlikeli olan nokta bu takıntıların bir nevi hoşa gitmesi ya da bir nevi sadizme dönüşmesidir. Kişi bu durumun elbette farkına varmaz. Hayatta bir çok şeyi yaşarken de üzerine düşünmeyiz; "acaba bu kararı verirken nereden etkilendim?" diye. Çünkü her şeyin gözümüzün önünde olduğuna dair, garip bir fikrimiz vardır.
işte intihar takıntılı hallerimizin en uç noktasıdır.
Örneğin, intiharında başarıya ulaşamamış bir çok kişi; "kendimi çok değersiz hissediyordum, yaşamamın anlamı yoktu." der. Ancak başındaki sorundan önce yaşamak için nasıl bir nedeni olduğunu bilmez. Vicdan azabı ya da benzeri durumlardan intiharı burada ayrı tutmak gerekir. Çünkü o var olan bir sorunun, içsel çatışmaya dönüşerek patlaması durumudur.
Özet olarak intihar bilincinin farkında olmayan, yaşadığı durumu egosuyla bir savaşa dönüştüren kişilerin, psikolojik sorunlarına çare bulamadıklarının göstergesidir.
Kendine yardım edemeyene, kimse yardım edemez. Üzülmeye de pek değmez.