evimiz avlusu olan bir evdi. o gin annem kadınlarla gün yapıyordu. kadınlar kahvelerini yudumlarken açık olan kapıdan bir gölge, ışık hızı ile avluya girdi. komşumuzun lisede okuyan kızı fatma'ydı o giren. iki saniye önce de avluya kağıda sarılı bir taş düşmüştü. onu alıp yine ışık hızıyla çıktı gitti.
sevgilisi ayhan'ın aşk mektubu yanlışlıkla onların damı yerine bizim avluya düşmüstü demek ki.
işte cep telefonsuz yılların buluşma şekli. fatma abla'ya hatırlatığımda her zaman utanır kızcağız.