muteber kaynaklar ve farklı görüşlere ait kaynaklar incelenmeden üzerinde aşırı yorumlara gidilmemesinde yarar olan konudur. çünkü bu konuda iki aşırı uçtan ne biri, ne diğeri tam olarak haklıdır. olağanüstü durum mahkemeleridir, cumhuriyetin ilanı sonrası da faaliyet göstermişlerdir ve çok hızlı olarak çok sayıda idamlar gerçekleştirilmiştir.
şimdi bu mahkemeleri tamamen muhaliflere yönelik katliam mahkemesi olarak, sırf o amaçla kurulmuş olarak niteleyemeyiz, ama çalışma şekillerini dikkate alınca, kimi astıysa doğrudur diye de geçiştiremeyiz. döneminde bile çok eleştirilmiş olmalı ki, bu mahkemelerin tanınmış hakimleri arasında yer alan kılıç ali bey konuyla ilgili hatıralarında bu mahkemeleri savunma ihtiyacı hissetmiştir. örneğin bu mahkemelerin pakistan asıllı bir ingiliz casusunu astığı gibi örneklere başvurmuştur. bu mahkemelerin cumhuriyet sonrasındaki faaliyetleri esnasında siyasi muhaliflere yönelik pek çok yargılama da söz konusudur; kazım karabekir bile kendini bu mahkemelerin sanık sandalyesinde bulabilmiştir.
bu mahkemeler ilk olarak kurtuluş savaşı'nın en güç anlarında faaliyete geçmiştir. dolayısıyla kuruluş ve çalışma dönem ve ortamlarını dikkate almalı, öte yandan da faaliyetlerini eleştirel gözle de ele alabilmeliyiz. üst mercii, denetlemesi olmadan çalışan her kurum düzeltilemez yanlışlar yapmaya, istismara açıktır.