şahsım adına namümkün olan durum. olmuyor be kuzen. bunca yıllık tarihimde en çok tekerrür eden durumlardan birisi benim için. nasıl bir merettir anlamadım. kaç gece "bu son" diye söz verdim kendime ama nafile işte. sabah olunca ilk olarak sigarayı aradı gözlerim. bir kış günüydü hatta. sigaranın ağzımda bıraktığı zehir ve tizap tak etmişti canıma. "eeeh sikerim" deyip balkondan aşağı fırlattım paketi. 1 saat geçti aradan. nikotin ihtiyacı nöronlara baskı uygulamaya başlamıştı. nasıl bir insandım ulan ben? dışarısı kış, kıyamet. bense yavrularını sokağa atan cani baba... ne yaparlardı o soğukta? kim farkedecekti onları? kim bulup da evine götürecekti? pişman oldum sözlük. koşa koşa indim aşağı ayağımdaki pembe tüylü twigy terliklerle. paketi beyaz olduğu için biraz aradım. ama bulmuştum işte. yatıyordu beyazların üstünde öylece. hemen elime aldım paketi, üstündeki karları temizleyip bir baba şefkatiyle koydum cebime. "bir daha ayrılık yok" dedim içimden, bir daha ayrılık yok...