bugün yemeğe misafir aldım, bir aileyi ağırladım. yeni tanışmış olmamıza rağmen yaklaşık bir senedir tanışıyoruz, çok sevdiğim dostlarım oldular. onlarla şu saate kadar muhabbet ettik, aşağı kadar inip yolcu ettim.
önce sağlam bi rakı-balık yaptık terasımda denize nazır, hafiften lodos kendini göstermeye başlayınca battaniyelere sarınıp sigaralarımızı tüttürdük, kahvelerimizi yudumladık derken muhabbet döndü dolaştı evliliğe, çocuk yetiştirmeye geldi. tabi bende epeyce nasiplendim sorunlu bir evlilikten cıkmış biri olarak. çiftlerin artık neden daha tahammülsüz olduğu, çocukların kişiliklerinin temellerinin 3 yaşına kadar ki süreçte atıldığı tüm bunları bugun yeni baştan öğrendim. bir annenin gözünden evlat nedir onu dinledim ve şunu farkettim 2 yaşında kız çocuk babası olarak, abicim biz erkekler olarak ilişkilerde düz olduğumuz kadar evlat hususunda da düzüz. hanımefendinin anlattıklarını hayretlerle dinledim, o kadar ince nüanslardan bahsetti ki dedim iyiki ben erkek olmuşum yoksa benden rezil kepaze bir anne olurdu. hayır arkadaş bu doğal mı? doğuştan mı bu yetiye sahipsiniz kadınlara soruyorum bilhassa annelere? nasıl bir beyin yapısı, nasıl bir ruh ki bu kadar ayrıntıları düşünüp o çocukları bu şekilde yönlendirebiliyorsunuz. gerçekten bu gece ben yeniden baba olmayı öğrendim hem de bir anneden...
hele ki kız babası olmak daha da zormuş. bebeğim baban uzakta olsa da artık aldığın her nefeste ardındayım bilmiş ol.