eski türk ceza kanunumuzda mevcutken, 5237 sayılı tck ile ortadan kaldırılan; evlenme halinde mütecavizin cezalandırılmaması durumunun yeniden gündeme gelmesidir.
öncelikle girilen entrylerden durumun zerre kadar anlaşılmadığı ortadadır. burada kanunun amacı her tecavüz suçu oluştuğunda tarafları evlendirmek değil yada mütecavizi korumak da değil; bilakis mağdurun çok daha zor durumda kalmasını, daha açık bir ifade ile yaşamını korumaya yöneliktir.
şu şekilde ifade edersek daha güzel anlaşılacağını düşünüyorum:
burada tecavüzcüsüyle evlenmek zorunda kalan kadınlar kanunun değil içinde yaşadıkları toplumun; kimine göre saçma, kimine göre gerekli, kimine göre ise hayati olan; bazen töre, bazen namus olarak adlandırılan abuk kurallarının kurbanıdır.
tecavüze uğrayan kızlarını koruyup kolayacaklarına, bağırlarına basıp iyileşmesi için çaba harcayacaklarına öldürmek için aile meclisi toplayan zihniyete kanun ne yapsın? (töre cinayetlerinin yeni tck ile ağırlaştırıcı sebep olmasına rağmen)
konuya eleştirilerini savuran değerli yazarları da anlamakla beraber tecavüzcüyü toplumsal olarak dışlamak yerine, konuyu ört bas edip namus uğruna tecavüzcüyü korurken, sadece gariban gencecik bir kızın öldürüldüğü bir toplumda yaşadığımızı da hatırlatmak isterim.
içinde yaşadığımız toplumun oluşturduğu yazılı olmayan kurallar ne yazıkki tecavüz mağduru kadınların hayatını hiçe saymaktadır. bu durumda en basit haliyle konuya yaklaşmak gerekirse, tecavüzcüyü ve mağduru eline silah verilen 14 yaşındaki bir çocuk öldürürken kanun çaresizlikten "evlendirebilirsek iki kişinin hayatını kurtarmış oluruz" düşüncesiyle hareket etmektedir.
ha ne zaman ki ülkemizdeki babaların, abilerin zihniyeti "biz kızımızı bağrımıza basar korururuz, siz bu adi insana en ağır cezayı verin" olur ozaman konuyu olması gereken hukuk bakımından tartışmaya açabiliriz. bu zihniyet ve düşünce yapısına ulaşana kadar mangalda kül bırakmayan kanunlar da yazılar da boştur, boşunadır.