upuzun yazılar yazmaya niyetleniyorum, bayağı da bir yazıyorum, ve bu yazıyı yarım bırakıyorum. her cümlemi bıraktığım gibi. fakat bu istisna olacak.
hiç değişmedim. hala tek bir şarkıyı saatlerce dinleyip bundan deli gibi zevk alıyorum. hatta ve hatta biliyorum ki bu takıntım aylar boyu sürecek. ve ben bundan memnun kalacağım.
bazen ne kadar saçma sapan şeylerle mutlu olduğuma ve bunlara kanaat getirdiğime şaşırıyorum. tek bir şarkı bana hayatımı sorgulamam için vesile oluyor. tek bir şarkı gözyaşı dökmeme neden olabiliyor. ya da hepsi bir kenara, ben sorgulamak için şarkıları bahane ediyorum.
bakmayın, aslında eskisi gibi de hayatımı sorgulamıyorum. cevapsız kalan soruları pek sevmem, ve işe bakın ki kendi kendime sorduğum her soru cevapsız kalıyor. ebedi sessizlik..
ilk görüşte aşka hiçbir zaman inanmadım, inanmayacağım da başıma ne gelirse gelsin. aşk, anlık olaylara sığdırılamayacak kadar büyüktür. aşk bir bakışla ya da bir fiziksel temasla ortaya çıkıverecek bir olgu değil. aşk emek isteyen, bir çocuk gibi ilgiye muhtaç bir varlıktır yeri geldi mi. bazen hiç umulmadık anda hiç umulmayacak işlere kalkışmakla büyür, çoğalır. bazen ise aşk bir mikrop gibidir, tüm hücrelerinize işleyen, çıkmayacağını bildiğiniz, acıtan ama bu acıdan aynı zamanda zevk almasını da öğreten.
kaç kere aldatıldığımı bilmiyorum. ama hiç aldatmadığımdan eminim.
çoğu zaman da aldatıldıktan sonra sevdiğim insana geri dönmem gibi aptalca davranırım. böyle olmayı seviyorum aslında. sevdiğim şey insanları şaşırtmak değil, keyfimin istediğini yapmam. yeri geldi mi kendime verdiğim sözleri bile çiğniyorum.
bu beni karaktersiz/iradesiz mi yapar? bazen. hayır, iradesiz olduğumu kabullenmeyecek kadar kendimle küs değilim. aksine görüyorum ve "o"na karşı hiç irademi kullanamadığımı söyleyerek arttırıyorum!
hiç olmayacak şeyleri istemekte üstüme yok. bunları istiyorum ve olmayacağını bile bile "ulan niye böyle lan!" deyip sinirleniyorum ve üzülüyorum. oysa çocukluğum çok güzel geçmişti. her istediğim alınmamıştı elbette. hayır hayır, sorun çocukluğum değil, sorun tamamiyle lise hayatım! yediğim kazıklar ve daha fazlası.
aşağılık kompleksim olduğu iddiasına hiçbir zaman katılmadım. ben sadece gerçekleri görebildiğime inanırım. başkaları gibi iyimser olmaktansa. zaten, her şeyin altında inanç yatmıyor mu?