efem bizdeki malum zihniyetin hiç değişmediğinin sayısız örneklerinden birisidir. dikkat edileceği üzere cephane taşıyor bu türbanlı kadınlar. mesela bir milletvekili değiller, ya da bir dergide, gazetede yazmıyorlar. halide edip'in adı var mesela ama bir türbanlı adı sayamazsınız bana. (çok kötü bir espri oldu bu. yerli yersiz espri yaparsam olacağı bu. neyse.)
ne diyorduk? türbanlılar bu ülkede hep hizmetçi rolüne layık görülmüşlerdir. temizliğe gelirler, getir götür işleri yaparlar, vatana evlat feda ederler, cephane taşırlar. mesela bir üniversiteye giremezler. ezkaza girdiler diyelim, kamusal alanda bulunamayacaklarından okudukları üniversitenin bir manası olmaz. bir avukat, bir milletvekili olamazlar. bir çankaya köşkünde bulunmaları bile krize sebep olur. ve en kötüsü de bunu birçok türbanlı bile kabullenmiştir.
mağdur edebiyatı diyecek ibneler için söylüyorum. mağdurlar amına koyim. ne edebiyatı yapsınlar? divan edebiyatı mı yapsınlar? (şu yersiz espri işi kötü, evet.)