5 eylül 2011 ispanya türkiye basketbol maçı

entry156 galeri
    154.
  1. sabahtan beri bu bir takım oyunu ıııığ diye dolandıran maçtır. dün hiç umudum yoktu. polonya yenilecek de biz de ispanyayı yeneceğiz. hem de o moralle. maç bitişinden gece 2ye kadar dilimdeki tek şey 'oha yandık bittik çıkmasak mı maça'ydı. hele ki litvanya maçındaki gasoller ile calderon ile. geçen sene amerika maçında çok umut beslemiştim çok pis yenilmiştik. hiç umut beslemedim çok pis yendik. ama umutsuzluğum asla kimseyi aşağı görmek amaçlı değildi. hep biz dedim. tabi ki abartılmış bir umutsuzluktu, biraz geyik maksatlı.

    sonra maçı izlememeye karar vermiştim. çünkü polonya maçının yenilgisinin etkisinden gün boyu kurtulamadım. ağıt yakan ninelere dönmüştüm nerdeyse. yenilirsek olimpiyat şansını da kaybedeceğimizi öğrenmek vs. vs. vs. milli takımı milli duygularla izlemiyorum. öyle olsa milli futbol takımı da bayılarak izlerdim. sporla da alakam yoktur ama bu takımın maçlarını izlemek başka. türk basketbol milli takımı izlemek bambaşka. onlar benim için oyuncu değil. nerdeyse hepsi annemin evladı, hepsi benim abim. olur da kızgınlıkla ters bir laf etmişsem milyon defa özür dilerim kendi kendime. abartıyorumdur belki ama kimin umrunda ki? herkesin bir takıntısı varsa benimki de 12 dev adam. sanki çok bizler, çok bizdenler. sadece emir'e çok ısınamadım daha. o da ingilizce filan konuştuğundan galiba. size de öyle gelmiyor mu sanki yakınınız çıkmış da oynuyor orda, sanki siz oynuyorsunuz.

    neyse ki polonya yenildi. beklenmedik bir şekilde yenildi. benim beklemediğim en azından. o kadar olumsuza adapte etmiştim ki kendimi. polonyanın yenildiğine inanmadım, arkadaşım skorları söyledikçe dalga geçti sandım. tabi artık garantilemiş olmanın mutluluğuyla bu maçı da kaçıramazdım. son periyotta ya da üçüncü periyotta açılan 8 sayılık farkla yenildik dedim bizimkiler çöker, bırakır. çok kolay pes ettiler çünkü önceki gün. ama bambaşka dev adamlar vardı sahada. moralleri o kadar düzelmiş, savunmaları kendine gelmiş. ömer aşık geldi içimin baş köşesine oturdu. enderi gülerken çektiler bir ara. onu öyle görünce ben sevinçten çığlıklar attım. hidonun yaptığı birkaç hatayla bile rahatlığının verdiği o gülümseme bizim de içimize su serpti. psikoloji bizim takımımızın her şeyi. keşke hep bu psikolojide, hep böyle mutlu olsalar. keşke bildirebilsek onlara her durumda yanlarında olduğumuzu ama daha başaramadık malesef. hata yapmaktan çok korkuyorlar sanki, olmasa keşke öyle.

    biz sadece sizin iyi oyununuzu izlemek istiyoruz. yeter ki kıran kırana mücadele verin. yenmeseniz de olur ama biz oynadık diyelim. sayılar teferruat. bu maçta çok dışarı attırdık ama onların attığının bir çoğu da girmedi en büyük avantajımız buydu. çok güzel yendik ama savunmamız gene de yeterli değildi. biraz şans güldü yüzümüze, çok boş döndüler. sadece güzel oynayın, bırakmayın, ağzımızı açıp tek kelime etmeyelim yenilginize. ama var olan potansiyeli kullanmadığınızı görünce kızıyoruz. biz sinirli bir milletiz.
    0 ...