eski fotoğraflara bakarsın. çocukluğunun, gençliğinin geçtiği o güzelim sokak aralarında bulursun kendini bir anda. gününü unutup, geçmişi yaşamaya başlarsın. her gün kapının önünde futbol oynadığın mahalle arkadaşları özlersin. hırsına kurban gitmiş tozlu tişörtlere silersin terini. bata çıka yürüdüğün çamurlu yollar, eski püskü ayakkabılarının izleriyle canlanır. hayat vardır o taşlı sokak aralarında. çıkarsız kurulan arkadaşlıklarını özlersin.
evini özlersin. sobanın üstünden demlediğin çayın kokusunu özlersin.
hayat, hiç bu kadar acı vermez insana; şehrinden uzak tek başına kaldığın dört duvar arasında...