milletini sevmek ile faşizm arasında ki fark

entry15 galeri
    1.
  1. kendini eskiden sosyalist şimdilerde yeni model liberal olarak lanse eden bir çok mal'ın bimediği farktır.

    faşizm, italyan diktatör yönetici benito mussolini ve filozof giovanni gentile'nin 1920'li yıllarda bir anlamda birbirinden etkilenerek kurdukları akımdır, filozof olan teorisini yazmış diğeri'de pratiğini uygulamış, sonrasında bu akım hitler almanya'sı döneminde özellikle ırkçılık konusunda oldukça sert uygulamalara sahne olan nazizme dönüşmüştür.

    özellikle ırkçılığa dönüşmüş faşizm'in en büyük özelliği bir ırkı illa ki en üstün tutup diğerlerine de şiddet dolu uygulamalarla bu üstünlüğü kabul ettirmeye çalışmaktır. diğer en önemli özelliği de tartışmasız bir şekile dikta yönetimi uygulamasıdır, bu tarz yönetimde demokrasi yoktur, seçim yoktur olsa bile güvenirliği yoktur, basın özgürlüğü yoktur, adalet sistemi yoktur, sadece diktatörün istediği vardır.

    faşizmin hele hele ırkçı faşizmin kabul edilebilir ya da savunulacak bir yanı yoktur elbette.

    milletini sevmek ise, anneni babanı aileni sevmek gibidir. bir insan bir tehlike olduğunda nasıl refleksif olarak ilk önce evini ailesini korumak ister, nasıl ilk olarak ailesinin bir zarar görmesini engellemek ister, milletini sevmek de öyle bir şeydir. aileni en çok seviyor olmak nasıl diğer ailelerden nefret etmek anlamına gelmiyorsa, milletini sevmek de diğer milletlerden nefret etmek anlamına gelmez.

    bu yüzden bazı aklı evvel arkadaşları uyarmak gerekir ki, her milletini sevene, sevmekten bahsedene hemen ağzından köpük saçar gibi, kulaktan dolma bilgi manyağı ergenler misali faşist yaftasını yapıştırmak ahlaki değildir.
    0 ...