pedalı öndeki tekerleğin miline sabitlenmiş iki küçük demir çubuktan oluşan bu bisiklet, halıların üzerinde iz yaptığı gerekçesiyle, ekim ayından itibaren çatıya kaldırılır.
çocukluğumda ekim-kasım da lapa lapa kar yağardı yaşadığım yerde. ilk karın yere düşmesi ile birlikte büyük bir hüzün çökerdi içime.
abimden bana kalan, üç tekerlekli paslı bisiklet, suya tutulduktan sonra, çatının kenarına konulan merdivenle oraya çıkarılırdı. merdivenin dibinden onu çıkaranı izlerdim.
sonra başlardım gün saymaya, her gün sormaya.
+ne zaman bisiklet sürecem?
-karlar kalkınca
+karlar ne zaman kalkar?
-nisanda.
sonra küçük yaşta okuma yazma bilmenin avantajı ile, duvar takviminden nisan a ne kadar kaldığına bakardım. Her gün bir çarpı atardım takvime.
Nisan ayı gelir de kar kalkmadığı olursa fena. çünkü bisikletin inişi uzayacaktı. çok konuşan bir çocuk da olmadığımdan, dırdırla istediğini elde eden biri değildim. bu yüzden bekleyip mantıklı olanı yapardım.
ve büyük gün, üç tekerlekli bisikleti indirirler, çıkarıldığı gün olduğu gibi, suya tutularak kuruması için bir yere konulur, ve 6-7 aylık eğlence günleri başlardı.
o bisikletin indirildiğini izlerken duyduğum mutluluk. Şimdi neden terk ettin beni?