tanım: hayatları boyunca unutamayacakları bir hatıradır.
kaç yaşında olduğumu tam olarak hatırlamıyorum ama, yürürken kendiliğimden düşecek yaşlardaydım. Ayaklarım en fazla bir işaret parmağı boyunda, yediğim meyvelerin suyunu üstüme akıttığım dönemlerde, ağzım yüzüm kirli kirli, mahallede geziyorduk.
tuba abla ise 5-6 yaşlarında bizden çok büyük bir ablaydı o dönemler.
mehmet amca ölmüş dediklerini biliyorum sadece. kime sorduysam söylemiyor komşumuz mehmet amca ya ne olduğunu?
tek katlı, içi kötü kokan (balık gibi) bir evdi burası ve muhtemelen bu koku fakirliğin kokusuydu. öyle ki, eve gelen taziyecilerin oturacak yer dahi bulamamasından olacak ki, mahalleliler evlerindeki sandalyeleri bu eve taşımışlardı.
bense kapıdaydım, kendi yaşıtlarımla beraber. kimisi yerlerden taşları sökmeye çalışıyor, kimisi ise duvarlara taşla resimler çiziyordu. benim ise tek derdim vardı onu da tuba abla dan öğrenmeye çalışıyordum.