henüz izlemeyenlerin çok şey kaçırdığı aşikar yapım. kesinlikle çok sıcak ve samimi. sık sık burnum sızladı, ha ağladım ha ağlıycam derken olayların gerçek bir hikayeye dayandığını öğrenince çok mutlu hissettim kendimi. insan, kendi kanından, hatta ırkından dahi olmayan birine tüm içtenliğiyle oğlum diyebilir mi? bu kadar şanssız bir çocuk, gecenin bir vakti dondurucu soğuğun altında titreyerek kalacak bir yer ararken, bulduğu yeryüzünün en temiz kalpli annesi olabilir mi? daha önce bir yatağı bile olmamış, hayat bu kadat basit aslında değil mi? öff duygusal duygusal saçmaladım yine, iyisi mi siz bir göz atın micheal oher ın muhteşem hikayesine *