Yaz okuluna gitmektir. Kendi ellerimle koskoca yaz tatilimi heba ettim. Ne aldığım dersleri verebildim, ne de koca senenin yorgunluğunu atabildim.
Mesela geçen hafta boş kağıt verdiğim matematik sınavında;
Sınav kağıtları dağıtıldı ve tüm anfi deli gibi çözüyor soruları. Bir ben etrafıma bakınıyorum. Ve sorulardan hiçbir şey anlamıyorum. Akabinde daha yarım saat bile olmamışken kalktım. Bana çevrilen şaşkın bakışların altında, "hiç çalışmadım ama çalışsam yapabilirdim soruları" mesajı vermeye çalışan dik ve gururlu adımlarla hocanın yanına gittim.
+ Çıkabiliyoruz değil mi hocam?
- Ne kadar erken. Bu durumda F3 vereceğim sana. Biliyorsundur inşallah.
+ Yok yok! Siz vermiceksiniz. Ben kendim alıyorum o F3'ü. Bildiğiniz paramla satın alıyorum. Ahaaha!!
- Peki çıkabilirsin. (ohh lan cevap kağıtları da boş. Ben bunları kullanırım.)
Gözlerimiz bunları konuşurken aslında tam da şu diyalog gelişti;
+ Çıkabiliyoruz değil mi hocam?
- Yoklamaya imzanı attın mı?
+ Attım.
- Çıkabilirsin o zaman.