dinin sadece (bkz: allah) ile insan arasında yaşanan birşey(!) olduğunu söylemek dini hayattan arındırmaya çalışmak demektir. allah insanlara dünyada birbirleri ile nasıl yaşamaları gerektiğini emreder. yani insan arası ilişkiler dinin emrettiği konuların genel çerçevesidir. dinin sadece yaratıcı ve kul arasında yaşanacağını idda etmek dinden kaçışın bir tezahürüdür. dini kurumsallaştırmaktır, tıpkı hıristiyan inancındaki gibi kliseye hapsetmektir.
(bkz: allah) ın tek dini islamın insanlığa verdiği mesajlara bakılırsa genelin insanlar arası ilişkileri içerdiğini görürüz. örneğin zekat-hac gibi açık belli olanlarından tutunda namaz-oruç gibi kişisel gibi görülen fakat toplumsal amaçları olan ibadetlerde insan merkezlilik vardır. bu ibadetler dışında diğer emir ve yasaklar, örneğin; yalan söylememek, zina etmemek, hırsızlık etmemek, içki içmemek, helalinden kazanmak ve yemek, faiz, gıybet ve daha birçok konu toplumsal konulardırki esasta yaratılışımız gereği toplumsal yönü olmayan konu yoktur.
bu saydığımız vede saymadığımız konular toplum içinde yaşayan herkesin sürekli karşısına çıkan konulardır. yok eğer dağda tek başınıza yaşıyorsanın o zaman değişir. böyle bir insanda kısa bir sürede insanlıktan çıkar yani kafayı yer. deliyede mükellefiyet yoktur zaten.