abi

entry287 galeri
    113.
  1. doğrusu ağabey olandır. abim yok. ama abim gibi gördüğüm biri vardı, kuzenim. aslında kuzenim de değildi o. ama annelerimiz kardeş gibiymiş. biz birbirimizi kardeş gibi bilirdik. kuzen derdik ama. biz birlikte büyüdük. aslında hala varsın, hala abimsin diyebilirim, çünkü sen var olmuştun abi. yaşamıştın.

    senin doğduğun gün. bizimkiler evlendikten 1 gün sonra doğmuşsun. esmer, kara kuru bir çocuktu diyor annem. aramızda 6 yaş var. yani bu zamanlarını hatırlamıyorum senin abi. ama şunu hatırlıyorum, kardeşleri değişmiştiniz ablamla. o merve'nin ablası olmuştu, sen de benim abim. eski evinizin çatısında evcilik oynardık. sen benim oğlum olurdun, ablam merve'nin kızı. ama sen daha çok tatlı oluyordun ablamdan. soba vardı, kocaman taşları o sobanın üzerine koyuyorduk. patates közlüyorduk sanki orada.

    parka gittiğimizde beni salıncakta sen sallıyordun, merve'yi ise ablam. sana bakıyordum abi, annemin kestirmeme izin vermediği upuzun platin sarısı saçlarım rüzgarda uçuşurken ben senin o kömür gözlerine, sana bakıyordum abi. özledim seni abi.

    büyüdün sen, abi. 19 yaşına geldin. 2007 yılında. ekim ayında. bayramdı. hastaymışsın ama sen. aslında doğduğundan beri varmış hastalığın, bilmiyormuş kimse. hep o iğne yapıp gönderen doktor diyemeyeceğim boş adamlar yüzünden daha az zaman geçirdik seninle. annem seninle her zaman hastanedeydi. çok vakit geçirdin onunla, abi.

    "ölmez ki" dedim. bizden kimse ölmez.. bayrama denk geldi ani gidişin abi. bir sabah annemin sesiyle uyandım. aslında babamın fısıltısıydı; "başımız sağolsun abi"
    sonra annem ağlamaya başladı. bağırıyordu daha doğrusu. "çağrı mı ?!" dedi, duyuyordum sadece. ama biliyordum, elleri ağzında.. saçları dağılmış, gözleri donuk ve yaşlı.. ağlıyordu annem. duydum işte o lanet haberi, duydum.
    "dkomnenos, abin ölmüş biz hastaneye gidiyoruz !" dedi annem telaşla. abim ölmüş...
    ablam uyandı, "ne oldu ?" dedi. "a-abim.. ölmüş.." dedim. o salak anlamadı, geri yattı. anlamadı lan öldüğünü anlamadı abi !! ama sonradan idrak etmeye başladı. derslerde bayılıyormuş. burnu kanıyormuş, bayılıyormuş. ağzından kan akıyormuş öyle bayılıyormuş. titriyormuş bayılıyormuş. bayılıyormuş... o sene içinde bizimkiler onun için kaç kere şehir dışına çıktılar bilmiyorum bile.

    ben ise az önce yine baktığım, odamda asılı çerçeveye bakıyorum. hayır, senin resmin değil.. senin emeğin. içinde arapça bir şeyler yazıyor. senin hatrına odamda duruyor. senin hatrına yıllardır orada, kımıldamıyor. hiçbir tepki vermiyormuşum. en son mart gibi annemin beni sarstığını anımsıyorum. "çağrı öldükten sonra buna bir haller oldu !!"
    ah anne. anne... dayım ölmesin.

    ve hiçbir tadı kalmayan bayramda artık dışarı çıkmıyorum ben.. ablam, merve ve ben. üçümüz evde oluyoruz. seni anıyoruz. anılarımızı hatırlıyoruz.. merve ağlayamıyor. ağlamak istiyor, gözleri doluyor. ben hemen değiştiriyorum konuyu. hemen gülümsüyor, zeytin. onun gülümsemesini seviyorum. bayramların tadı gerçekten kalmadı abi.

    abi.. bugün senin doğum günün. doğum günün kutlu olsun. bir ara yine rüyama gel olur mu ? ama bu sefer konuş benimle..
    0 ...