çok kişinin hastası olduğu bir o kadar da sevilmeyen dizi.
neden mi?
çünkü köşkler, yalılar, birbirinden lüx villalar yok. istanbul un en lüx semtlerinde, en cix ortamlarında yapılmıyor çekimler.
renkli gözlü avrupai çıtırlar, kızların hasta olduğu jön tipler yok dizide. bi tane yakışıklı var ama onun da ağzına sıçıyorlar, eziyorlar paso.
kanallar arasında geçiş yaparken bir kaç saniyeliğine denk geldiğiniz zaman ''gerçek kesit'' tarzında realty programlarını andıran manzaralar olabiliyor, özellikle amatör oyuncuların yer aldığı sahnelerde.
ancak bir bölümü baştan sona izleyen zannetiği gibi olmadığını anlayabiliyor.
bir bölümde kaportacı rolünde oynayan bir figüran vardı. acayip derecede behlül e benziyordu. ulan bu ''kıvanç tatlıtuğ mu, değil mi'' derken çok kısa sürdü sahnesi, hemen öldü ama o kadar çok benziyordu ki dikkat çekmeyecek gibi değil.
ulan dedim başka dizide jön olan tipin aynısını behzat-ç de kaportacı olarak oynatmışlar.
seviyorum bu diziyi umarım sinema filmi ile bitmez. bir de cansu dere katılacakmış diye duydum diziye, çok üzüldüm. hiç istemem doğrusu samimiyetin içine eder.