85 yaşında bir profesör vardı üniversitede. anlatır anlatır sonra ne anlattığını unutur bambaşka konulara dalardı. her seferinde ön sıradaki talebelerden birine vazife verirdi. ne anlattığımı bana unutturmayacaksın derdi. hey gidi hey. ölmüştür şimdi o. anlattığını zannettiği yerlerden soru sormasaydı bir de, daha çok severdim ama yine de seviyorum.